Fakat Borajet’in uçuş serüveni bir zaman sonra aksaklığa uğradı ve 2016 yılı itibarıyla şirketin zarar ettiği ve satılacağı söylentileri yayıldı. Bu söylentilerin ardından çok geçmeden Borajet’in âdeta dramaya dönüşen satışının tamamlandığını da duymuş olduk.
Her şey yolunda ilerlerken şirket birden satışa çıkarıldı ve alelacele satış işlemi gerçekleşti. Filosunda 13 uçak bulunan Borajet, Türk özel havacılığında önemli bir rol oynayarak sektöre yeni bir soluk getirirken birdenbire ortalıktan neden kayboldu?
Konuyu en başından, şirketin kuruluşundan ele alalım.
Ülkemiz, 2003 yılından itibaren hava yolu taşımacılığında çok önemli bir atılım içine girmişti. Öncelikli olarak iç hatlarda Türk Hava Yolları’nın tekeli kaldırılmış ve özel şirketlere uçma imkânı sunulmuştu.
Bu dönemde piyasaya çıkan Onur Air, Atlas Jet ve Pegasus gibi pek çok özel şirket oldu. Bu da tahmin edeceğiniz gibi rekabet ortamını hızla doğurdu ve iç hatlarda artık pek çok şirketi görmek mümkün hâle geldi.
Fakat Türkiye’de bireysel uçak kullanımı o dönemlerde yoktu. Mesela siz bu uçaklarla ana üssünüz Ankara ise, yolcu talebinin düşük olduğu yerlerden ana merkezlere bu uçaklarla yolcu toplayabilirdiniz. Bu tür ufak uçaklarla daha küçük yerlere ulaşma imkânı vardı kısaca. Borajet de tam olarak bunu gerçekleştirdi.
Türkiye’de bölgesel uçak girişimi henüz yokken 2009 yılında ABD’de yaşayan Türk iş insanı Yalçın Ayaslı bu projeye girişti.
Ayaslı, bölgesel hava yolu kuracağına dair adımlar atacağını duyurmuştu.
Havacılık ile ilgilenen Yalçın Ayaslı, bu teknolojiyi geliştirecek çok önemli atılımlar gerçekleştirdi. Bunlardan ilki ve sektöre adım atışı da Faruk Bayındır ile kurduğu Orhan Air olmuştu. Ardından 2010’da Sivil Havacılık lisansı alarak resmen uçuşlarına başlayan Borajet geldi.
Hava yolu, o dönemler Borajet, ATR 72 tip uçak kullanıyordu. Başlarda her şey güzel ilerlerken zamanla yolcu kapasitesi düşük, kısa mesafeli noktalara uçuşlar başladı, seferlerde aksamalar yaşanırken yolcu olmayan uçuşlar çok sık da iptal edilmeye başlandı.
İlerleyen zamanlarda şirket, elindeki ATR 72 tip uçakları envanterinden çıkardı ve yerine Brezilya’da tasarlanan yeni tip uçaklara geçiş yaptı. Bu, şirket için önemli bir büyüme atılımıydı; Türkiye’yi de o dönemler için hesap edersek alım gücü oldukça iyiydi.
Yavaş yavaş 2016 yıllarına gelince Borajet, bir atılım daha yaparak Mbrair şirketi ile 30 adet bölgesel uçak almak için anlaşma imzaladı. Şirketin ana hedeflerinden birinin o dönemler açılacak İstanbul Havalimanı’nı ana merkez olarak kullanacağıydı. Aslında bu, şirketin değerinin yükseltilmesi için bir atılımdan başka bir şey değildi.
Şirkete aranan büyük yatırımcı, Sezgin Baran Korkmaz’ın ta kendisiydi.
Borajet, uçuşları azaldığı hâlde kendine bir yatırımcı arıyordu. SBK Holding ise 30 Aralık 2016 tarihinde Borajet’i aldığını açıkladı. Şirkete ödenen miktar 260 milyon dolar gibi çok ciddi bir sayıydı. Satın aldıktan sonra işin rengi değişti, şirketin filosunda bulunan 13 uçağın 6-7 uçağının uçamadığı ortaya çıktı.
Durum giderek karmaşık bir hâl almaya başlayınca Sezgin Baran Korkmaz, Borajet’in bilançosunda görünmeyen 150 milyon dolarlık bir zarar tespit ettiğini iddia ederek şirketi kendilerine satan Prof. Ayaslı aleyhine dava açtı. Ayaslı ise tüm suçlamaları reddederek bu satıştan kendisine ödenmesi gereken 400 milyon doların bir kuruşunun bile ödenmediğini belirtti.
Korkmaz ile ilgili iddialar da devamında geldi.
Korkmaz’ın, batmakta olan şirketleri ayağa kaldırdığı ve tekrar sattığı yönünde haberler çıksa da aslında durum kara paranın aklanmak için Türkiye’ye gelmesiyle alakalıydı. Yavaş yavaş Korkmaz’ın da ABD’de kimlerle iş yaptığı ortaya çıkmaya başladı.
Utah Eyaleti’nde yargılanan ve Mormon Kardeşler olarak bilinen Jacob ve Isaiah Kingston kardeşler ile ortakları Levon Termendzhyan gibi isimlerle adı geçti kendisinin. Bu üçlü, ABD hazinesini 1,5 milyar dolar dolandırmak suçlamasıyla yargılanıyordu.
2017 yılında Korkmaz, Borajet’in seferlerini durdurdu ve tekrar organize olup uçuşlara başlayacağını söyledi. Fakat holding, şirketin belini doğrultmaya çalışırken daha da dibe battı.
Faaliyete geçeceğini duyurmalarına rağmen bu hiçbir zaman gerçekleşmedi ve Borajet, resmî olarak artık var olmayan bir hava yolu şirketine dönüştü. Bu süreçte yaşananlar kimin işine yaradı ve bu satıştan kimler nemalandı belli değil.
Ancak 7 Kasım 2019 tarihinde Borajet, Bakırköy 1. İcra ve İflas Müdürlüğünün ilanı kapsamında iflas ettiğini resmen açıkladı ve Türk sivil havacılığının ilk bölgesel hava yolu şirketinin faaliyetleri resmî olarak böyle bir yılan hikâyesi ile sona erdi.
Batan şirketlerle ilgili diğer içeriklerimiz: